Kulluğa bel bağlar isen şâm‐u seher ağlar isen,
Sular gibi çağlar isen tez bulunur ummân sana.
Gāye, deryâları bulmak. Şelâle olup akmak, yerleri yırtarak geçmenin ötesinde, denize kavuşmak. Yûnus gibi derviş olmak.
“Deryâlar içinde susuz gezerim
Beni kandıracak umman bulunmaz.”
Erzurumlu İbrâhim Hakkı (ks) gibi sonsuzluğa göz dikmek.
“Aşktır vâsıta-i vuslat-ı yâr
Aşktır râbıta-i kurb-i nigâr”
Yāni yâr-ı hakīkī olan Cenâb-ı Mevlâ’ya ulaşmanın vâsıtası, O’na yakınlığın imkânı aşktır. Yanmanın yakılmanın, adam olup irfâna ermenin geçitlerinden biridir aşk.
Fuzulî: “Aşk imiş her ne var ālemde. İlim, bir kıyl-ü kāl imiş ancak.”
Dünyâda her ne var ise kaynağı aşktır; İlim ise kuru bir laftan ibâret.
Duygularını temiz bir aşkla, iffet süzgecinden geçiren pâk olur ancak. Mecnun Mevlâ deyince arındı. Sanem diyen Zeleyha, Samed deyince duruldu.
Mecnûn’a sordular Leylâ nic’oldu
Leylâ gitdi adı dillerde kaldı
Benim gönlüm şimdi bir Leylâ buldu
Yürü Leylâ ki ben Mevlâ’yı buldum
Leylâ Leylâ derken Allâh’ı buldum
Said Nursî (ks) Hakk Teālâ’yı bulmayı, ummanlara dalmayı şarta bağlar. O da Hakk emrine ittibâ, uymaktır.
“Cemâline muhabbet etmek, celâlinden havf etmek”.
Mevlânâ (ks): “Sır gibi seversen eğer murâdın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.”
Bal peteğe sırlanınca korunur. Sâlik “serimizi başımızı veririz, sırrımızı vermeyiz” dediği için, daha büyük fazla ikrâma lâyık olur.
El arabasında satılır ayna tarak, iğne iplik. Altın gümüş, yâkut zümrüt şifreli kasalarda saklanır.
Kulluğun esrârı da gizlidir gönüllerde. Îmanda mārifet, namazda haşyet, oruçta takvâ, hacda âhirete göç, zekâtta pâklık, dostukta, cihadda ve bütün tāatte rızā, kalbdedir. Meyve kabuğuyla yenmez, sağlıklı mīdeye inmez. İbâdetlerde Allah Teālâ’yı görür gibi ibâdet edip, sen O’nu görmüyor olsan da O’nun seni gördüğünü bilerek, ihsanla yapılan kulluk, kabûl dergâhına ulaşır. Yiyecek ve içeceğin nasıl tadı alınırsa, kulluğun da tad ve lezzeti alınır. Eğer mīde hasta, koronavirüs olmamışsa, yediklerinin lezzet ve kokusunu duyar. Nefs ıslâh olur, sultānî ruh gālib olursa, takvânın, mārifetüllâhın zevki duyulur.