Modern dünyada, seküler hayat tarzını benimseyen bazı kimseler, İslam’ın emir ve yasaklarını modern değerlerle çeliştiği gerekçesiyle tartışmaya açarlar. Onlara göre, Kur’an ve Sünnet’te geçen bazı hükümler artık çağdışı kalmıştır ve bugünün dünyasında uygulanamaz. Bu düşüncelerini meşrulaştırmak için de “tarihselcilik” adını verdikleri bir yöntem kullanırlar.
Tarihselciliğe göre, Kur’an’ın emirleri ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) uygulamaları, o dönemin insanlarını etkilemeye yönelikti ve onların kültürel yapısına hitap ediyordu. Bugünün insanı ise “geliştiği” için artık o hükümlere ihtiyacı kalmamıştır. Bu yüzden, Kur’an ve Sünnet’in bağlayıcı hükümleri sadece indiği çağı bağlar ve günümüzde yerlerini daha “çağdaş” hükümlere bırakmalıdırlar.
Tarihselcilik Neden Yanlıştır?
1. Kur’an’ın Evrenselliğini ve İlahi Kaynağını Reddetmek:
Tarihselcilik, Kur’an’ı ve Sünnet’i birer “tarihsel belge” gibi görerek, onları insan eliyle şekillenmiş metinler gibi değerlendirme eğilimindedir. Oysa Kur’an, kıyamete kadar geçerli olan ilahi bir hitaptır. Allah Teâlâ’nın hükümleri, belirli bir zamana ya da mekâna değil, bütün insanlığa yöneliktir:
“Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 107)
Eğer Kur’an’ın emirleri sadece indiği dönemi bağlıyor olsaydı, Allah onu kıyamete kadar muhafaza edeceğini bildirmezdi. Ancak tarihselciler, modern akla uymayan hükümleri etkisiz hâle getirmek için bu gerçeği görmezden gelir.
2. Mucizeleri ve Gaybî Haberleri Akılla Ölçmeye Çalışmak:
Modern dünya, mucizeleri ve gaybî haberleri akıl ve bilimle izah edemediği için reddeder. Tarihselciler de modern bilime ters düştüğünü düşündükleri konuları devre dışı bırakmak için “tarihsel” olduklarını iddia ederler.
– Mesela, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) mucizeleriyle ilgili rivayetlere kuşkuyla yaklaşır ve bunları, yedinci yüzyıl Arabistan’ında yaşayan “cahil” insanları etkilemek için anlatılan sembolik hikâyeler olarak yorumlarlar.
– Hz. İsa’nın (a.s) göğe kaldırılmasını ve kıyamete yakın tekrar dünyaya dönüşünü reddederler. Çünkü akılları, bir insanın yüzyıllarca gökte yaşamasını kabul etmez. Ancak Hz. İsa’nın babasız doğması gibi daha büyük bir mucizeyi sorgulamazlar.
Oysa Kur’an’da geçen mucizeler ve gaybî haberler, Allah’ın kudretiyle gerçekleşmiştir. Meseleyi insan aklının sınırlarına hapsetmek, Allah’ın sonsuz kudretini inkâr etmeye götürür.
3. Hadisleri Şüpheli Göstererek Sünnet’i Devre Dışı Bırakmak:
Tarihselciler, Kur’an’daki hükümleri doğrudan değiştiremeyeceklerini bildikleri için öncelikle hadisleri hedef alırlar. Çünkü hadisleri devre dışı bıraktıklarında Kur’an’ı istedikleri gibi yorumlamaya açık bir alan oluştururlar. Dolayısıyla Kur’an’da açıkça geçen hükümleri bile etkisiz hâle getirmek için, onları açıklayan hadislerin zayıf veya uydurma olduğunu iddia ederler. Bu iddialarının büyük çoğunluğu ise oryantalistlerin (Batılı İslam araştırmacılarının) öne sürdüğü şüphelerden alınmıştır. İslam’ın temelini sarsmak için kullanılan bu yöntem, “gelenek eleştirisi” adı altında Sünnet’e olan güveni zedelemeye çalışır. Oysa hadis ilmi, rivayetleri titizlikle inceleyen, sahih olanı ayırt eden güçlü bir ilimdir. Hadisleri keyfi bir şekilde reddetmek, İslam’ın büyük bir kısmını inkâr etmek anlamına gelir.
4. Kur’an’ın Somut Hükümlerini Etkisiz Hâle Getirmek:
Tarihselciler, Kur’an’ın somut hükümlerinin değil, sadece “ilkelerinin” bağlayıcı olduğunu iddia ederler. Onlara göre, Kur’an’ın amacı adalet, özgürlük, eşitlik, yardımlaşma, sevgi ve barış gibi soyut değerleri öne çıkarmaktır. Oysa Kur’an, bu ilkeleri hayata geçirmek için somut hükümler koymuştur!
Dolayısıyla tarihselcilik, aslında Kur’an’a uygun yaşamak değil, onun hükümlerini kaldırarak modern dünyaya uygun hâle getirmeye çalışmaktır. Ancak Müslüman, modern dünyanın arzularına göre dinini eğip bükmez. Allah’ın kelamı, kıyamete kadar geçerli bir rehberdir. Değişmesi gereken, Allah’ın hükümleri değil, insanların yanlış bakış açısıdır.
İslam, insan aklına göre şekillenen bir din değil, insan aklını şekillendiren bir dindir. Bu yüzden tarihselcilik, hakikatin değil, modern zihnin bir aldanışıdır.
Hasan Sami Yalçın