13. Hâce Ali Râmitenî (kuddise sirruh)

28
0

Doğumu: Râmiten, H. 591 / M. 1194

Vefatı: Harzem, H. 721 / M. 1321

Şemâili

Boyu mevzun, yüzü güzeldi. Âzâları arasında tam bir tenâsüb vardı. Fakrı iltizâm etmiş bir dokumacı idi. Avâm ile ülfeti severdi. Makamlar ve kerâmetler sahibi bir veliy-yi kâmildi.

***

Künyesi, Buhâra’ya iki mil olan Râmiten’li Hâce-i Azîzân Ali’dir. Helâl rızık elde etmek için kumaş dokumacılığı ile meşgul olurdu. Hâce Mahmud Fağnevî Hazretlerinin hizmetine girmiş, onun ihvânının umdesi, hulefâsının en büyüğü olmuştur.

Zamanının meşhur şeyhlerinden Bedreddin Hemedânî, Hâce Ali Râmitenî’ye sormuş:
“Allah’ı çokça zikredin” (Ahzâb/41) âyet-i kerîmesinde emrolunduğumuz zikir, zikr-i cehrî midir, zikr-i hafî midir?
Hâce Ali Hazretleri:
Mübtedîye göre cehrî, müntehîye göre hafîdir, buyurmuşlar. Kezâ;
– Zikr-i cehrîye deliliniz nedir? suâline de:
“Son nefesinizde birbirinize zikr-i tevhîdi telkîn ediniz.” hadîsidir, buyurmuşlardır. Bu telkin tabiî olarak cehrî olacaktır ve derviş her nefesini son nefes bilecektir. Ve yine Hâce Ali Hazretleri buyurmuşlar:
Hallâc-ı Mansur zamanında Hâce Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretleri veya halifelerinden birisi bulunmuş olsa idi Hallâc darağıcına çekilmez, terbiye edilir, bulunuduğu “vahdet-i vücûd” makamından ileriye geçirilirdi.

Hâce Ali Hazretleri edebî zevk sahibi idi. Hikmetlerle dolu Fârsça şiirleri mevcuttur. Ondan Harzem Şâhı önce endişelenmiş, sonra ona talebe olmuştur. Hazret 130 sene yaşamıştır. Beş “Muhammed” yetiştirmiştir. Her biri hâl, kâl, fazl u kemâl ehli idiler. Zâhir, bâtın, ilimlerinde âlim, âmil, ârif, kâmil idiler. İsimleri:

Hâce Muhammed (Kendi oğludur),
Hâce Muhammed Külâruz, Harzemlidir,
Hâce Muhammed Salâh, Belhlidir,
Hâce Muhammed Barûdî, Harzemlidir,
Hâce Muhammed Baba, Semmaslıdır.

Oğlu Hâce Muhammed kendisinden kırk gün sonra 721’de Harzem’de vefat etti. Diğerleri memleketlerinde irşâda devam ettiler.

***

Sözleri:
– Hizmeti minnet bil, minneti hizmet bilme.
– Kul Hakk’a âşık olursa, Hızır da kula âşık olur (yardıma gelir).
– İnsan dâima hayır işlemeli, işlemedim saymalı.
– Dilin dâimî zikirle meşgul olması zikr-i kesîr’dir, nazar-ı rahmettir.
– Hafî zikir erbâbı meşhur oldu ise, cehrî zikir yapıyor demektir.
– İki yerde dikkatli olun: Yemek yerken, söz söylerken.
– Kendine hiç günah işlememiş bir dille dua ettir, ki o reddolunmaz. Dostun dosta duası böyledir. Onun dili sana göre günahsızdır, senin dilin de ona göre günahsızdır.
– Talibler için ermek, bir Hakk dostunun gönlüne girmektir. En kısa yol budur.

Silsilede emâneti Hâce Mahmud Fağnevî Hazretlerinden aldı. “Mürğ-ı Hakîkat Şehperî” diye anılır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir