Ergenlik çağına geldiklerinde erkek çocuklarının, dînin emirlerine riâyet ederek vücutlarının haram bölgelerini örtmeleri şarttır. Hem kendisi haram bölgesini açmayacak, hem de başkasına bakmayacak. Açmak nasıl haramsa başkasının haram yerlerine bakmak da haramdır. Peygamber Efendimiz (sav) konuyu şu hadîsiyle açıklığa kavuşturmuştur: “Erkek erkeğin haram yerlerine, kadın da kadının haram yerlerine bakmasın.”1 Bu söylem, toplumumuzdaki “erkek erkeğe, kadın da kadına bakabilir; hiçbir sakıncası yoktur.” biçimindeki câhiliye anlayışını kabûl etmemektedir. Bu çerçevede Peygamber Efendimiz, Hz. Ali üzerinden zaman ve mekân boyutlarını aşacak şekilde ümmetine şöyle bir nasihatte bulunmuştur: “Ey Ali! Sakın bacaklarını (diz kapağının üstünü) açma ve (bakılması haram olan kimselerin) ölüsünün de dirisinin de bacaklarına bakma.”2Rasûlullâh’ın en yakını üzerinden evrensel tavsiyelerde bulunması bir öğretim metodudur.
Bütün bu emir ve öğütleri iyi bilen mü’minler hayatlarına Kur’ân ve sünnet çerçevesinde bir anlam vermişlerdir. Harama bakmaktan şiddetle kaçınmışlardır. Rasûlullâh’ın; “Ey Ali! (Bakılması haram olan bir şeye karşı) bakışlarını peşpeşe yapma. Birincisi elinde değilse de ikincisi elindedir.”3 buyruğunu hayatlarında şiâr edinmişlerdir. Mürsel bir rivâyetten öğrendiğimize göre sâdece bakmak değil, baktıracak şekilde açılıp saçılmak da büyük günahtır ki Hz. Peygamber (sav): “Allah (cc) harama (bilerek, isteyerek, zevk alarak) bakana da; kendisine baktırana (hayâsızlara) da lânet etsin.”4 buyurmuştur. Hz. Peygamber (sav), az sayıdaki lânet ifâdesini ancak bâzı büyük günahlar için kullanmıştır.
Yabancı erkeklerin ve art niyetli kişilerin kötü bakışlarından kurtulmak için hanımlardaki örtünme emri buluğ/ergenlik dönemiyle başlamakla berâber eğer kızlar fizikî anlamda gösterişli olurlarsa, velîlerinin onları alıştırmak ve korumak için örtünmelerinin önemini öğretmeleri gerekir. Hz. Peygamber (sav), şu hadîsiyle örtünme emrinin başlangıç dönemini tartışmaya mahâl bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturmuştur: “Genç kızlar hayız görmeye başladılar mı annelerine vâcip / farz olan örtünme, onlara da farz olur.”5 Bir başka rivâyette ise Hz. Peygamber (sav); “Herhangi bir genç kız, hayız görme yaşına geldiği hâlde başını örtmeden namaz kılacak olursa Allah Teâlâ onun namazını kabûl etmez.” 6 buyurmuştur. Bâzı rivâyetlerde; “Ziynet yerlerinin gözükmesinin namazın kabûlünü engellediği” üzerinde durulmuştur.7 Yukarıdaki hadisler namazda başı örtmenin zorunlu oluşunu belirttiği gibi başka bir anlamı daha çağrıştırmaktadır. Sanki şu mesaj verilmektedir: Ergenlik çağına geldikleri hâlde örtünmeyenlerin Allah namazlarını kabûl etmez. Bu mesaj, örtünme emri ile ibâdetlerin ayrı olduğuna inanalar için bir anlam ifâde etmese de yeniden üzerlerinde tefekkür edilmeli ve hayat ona göre anlamlandırılmalıdır. Şüphelilerden kaçınmak ve hayâtı dînin çerçevesinde garantiye almak daha akıllı bir davranıştır.
Örtünmenin başlangıcı ile alâkalı şu husus da iyi bilinmelidir: Kız çocukları ne zaman ergen olurlarsa örtünmek o zaman farz olur. İlkokul dörtte, ortaokul altı veya yedide ya da lisede ergen olunca örtünmek farz olduğuna göre, dînin emirlerine uymak niyetiyle samîmî biçimde örtünmek isteyenlerin yolları açılmalıdır. İnsanlar Allâh’ın emirleri karşısında başka bir tercîhe zorlanmamalıdırlar. “Kânun var, kamusal alan var, bunlara ne gerek var!” türünden dîne karşı din üretmeye gerek yoktur. Hiçbir düşünce sistemi veya dünya görüşü Allah Teâlâ’nın emirlerinin önüne geçirilemez. Şâyet geçirilecek olursa da Müslümanlar itâat etmezler veya etmemelidirler. Özellikle de Müslümanların kâhir ekseriyet oluşturduğu ülkelerde bu tip söylem ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. Okulda, üniversitede ve çalışma hayâtının bütün alanlarında tesettür serbest bırakılmalıdır. Yapılan düzenlemeler bir tolerans olmaktan ziyâde hakka dönüştürülmelidir. Bu haklar anayasal kurumlar tarafından garanti altına alınmalıdır. Tesettür emrini tercîh eden Müslümanlar için “İstiyorlarsa Arabistan’a gitsinler” türünden hezeyanlar kusmak küfrün en ileri boyutlarıdır. Zîrâ bu topraklar İslâm ile kimlik kazanmıştır. Tesettüre karşı olan ifâdeler İslâm’a yapılan saldırılardır.
Dipnotlar:
1 Ahmed, Müsned, III / 63.
2 Ebû Dâvûd, 35, Cenâiz, 32, H. no: 3140, III / 502.
3 Beyhakî, Sünen–i Kübra, Nikâh, 71, H. no: 13515, VII / 144-145.
4 Beyhakî, age., Nikâh, 84, H. no: 13566, VII / 159.
5 İbni Ebî Şeybe, Abdullah b. Muhammed, Musannef, II / 133; Beyhaki, Sünen–i Kübra, Hac, 3, H. no: 11310, VI / 95.
6 Abdürrezzak, Musannef, Salât, III / 130; Ahmed, Müsned, IV / 150; İbni Mâce, Taharet, 132, H. no: 655, I / 214; Beyhakî, Sünen–i Kübra, Hac, 4, H. no: 11311, VI / 95.
7 Heysemî, Zevâid, II / 52.